20 Haziran 2025 · 2 minutes
Günümüz dünyasında, çocuklar ve ergenler; akademik baskı, dijital yoğunluk, sosyo-duygusal dengesizlikler ve ailevi yüklerle erken tanışıyorlar. Sessiz bir öfke, sükûtla geçen bir çaresizlik ya da huzursuz bir çekilme... Bazen fark edilmez, bazen "geçer" denir. Ama profesyonel destek, bu sessiz sinyalleri tanır ve dönüşümü mümkün kılar.
ÇADEM'in sunduğu 0-18 yaş Çocuk ve Ergen Bireysel Danışmanlığı, tam da bu içsel karmaşayla baş eden bireylerin duygusal haritasını yeniden tanımlamalarını sağlar.
Zeynep, 14 yaşında bir ergen. Son dönemde okuldan kaçmak istiyor, sabahları mide bulantısıyla uyanıyor. Sınav kaygısı yüksek, aileyle konuşmak istemiyor. Gülümsemesi azaldı, ama sosyal medyada aktif. Ailesi bunun "ergenlik" olduğunu düşünüyor.
Psikolojik görüşmeler sonucunda Zeynep'in içselleştirilmiş kaygı yaşadığı anlaşıldı. Haftalık seanslarla duygusal regülasyon çalışıldı. Aile bilgilendirildi, gerektiğinde okul rehberlik servisiyle iletişime geçildi. 6 seans sonunda Zeynep okula düzenli gitmeye başladı, gece uykuları düzenlendi.
Çocuklarda ayrılma kaygısı, alt ıslatma, uyum sorunları
Ergenlerde özgüven kaybı, öfke, sınav ve gelecek kaygısı
Akran ilişkilerinde güçlük, sosyal çekilme
Davranış bozuklukları, iletişim sorunları
Akademik gerileme, okuldan kaçma
Duygusal regülasyon, duygu tanıma ve ifade becerileri
Tüm bu alanlarda uzman psikologlar tarafından bireysel görüşmeler gerçekleştirilir.
0-18 yaş grubunda danışmanlık sadece bireyle sınırlı kalmaz. Ebeveyn bilgilendirmesi, ev içi dinamikleriyle paralel yürütülür. Gerektiğinde okul ile de iletişim kurularak sürece bütüncül bir destek sağlanır.
Bugünün çocukları, yalnızca gerçek dünyayla değil dijital dünyayla da baş etmek zorundalar. Sosyal medyada maruz kalınan içerikler, benlik algısını zedeleyebilir; siber zorbalık, özgüven kaybı yaratabilir. Ergen bireyler arasında “mükemmel görünme” baskısı, öz değer duygusunu kırılgan hale getirir. Bu danışmanlık hizmeti, dijital etkileşimleri de değerlendiren bütüncül bir perspektifle ele alınır.
Davranış problemleri ya da kaygı bozuklukları fark edilmeden büyüdüğünde, yetişkinlik dönemine taşınabilir. Oysa erken dönemde başlanan psikolojik danışmanlık, bireyin hem duygusal hem sosyal gelişimini güçlendirir. Çocuk ve ergen danışmanlığı sadece anı değil, geleceği de iyileştirir.
Çocuk ya da ergen bireyin yaşadığı her zorluk, aile sistemini de etkiler. Danışmanlık süreci boyunca ebeveynlerin de duygusal farkındalıkları artar. Bu süreç, ev içi çatışmaların azalmasına ve duygusal bağların güçlenmesine katkı sağlar. Ebeveynler çocuklarını anlamaya başladıkça, yalnızca çocuk değil tüm aile dönüşüm yaşar.
Çocuğu iyi olan çalışan daha odaklı olur
Devamsızlık, izin ve performans düşüşleri azalır
Çalışan memnuniyeti ve kuruma bağlılık artar
İK profesyonelleri ve yöneticiler için çocuk ve ergen danışmanlığı görünmez ama etkili bir yatırım alanıdır. Evde yaşanan zorluklar, işe konsantrasyonu doğrudan etkiler. Bu hizmet, çalışanların “zihinsel alanını” ferahlatır, tükenmişlik düzeylerini azaltır. Sessiz istifaların önüne geçmek isteyen her kurum, çalışanlarının aile yaşamına da özen göstermelidir.